*Futbol Belgeselleri Serisi 2 - Arsene Wenger/Invincible.

Hasanpaşa'dan dönüyordum. Gazhane'de Pentagram'ı dinlemiştim.

Aslında belgeselden haberim vardı, izleyecektim ama Söğütlüçeşme'de Arsene Wenger ile göz göze gelmek benim gibi bir futbolseveri nasıl mutlu eder tahayyül edin lütfen..

Futbolu biraz takip eden herkes tanır Arsene'i, kabul ediyorum, onun Arsenal'ini de tanır, hatta çoğu kişi 2003/2004 sezonunundaki kadroyu birkaç eksik hariç sayar..

Ama bahsettiğim daha özel bir şey, kaç kişi Arsene'i Kadıköy'ün ortasında görünce heyecanlanır ya da kadroyu birkaç eksikle sayarlar dedim yukarıda ya, o kadronun sağ bekinin Lauren olduğunu kaç kişi bilir? Bu Patrick Vieira ile Thierry Henry'yi tanımakla aynı şey değil ne yazık ki..

Bu yazı benim gibi özel olan kitle için yazılıyor aslında, futbol romantikleri için diyelim ya da nasıl isterseniz, sanki kötü bir şeymiş gibi..

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor.

Son dönemde Amazon Prime'ın spor temalı belgesellerine çok alıştık. Bu belgeselde, örnek vermek gerekirse Manchester City'nin 2017/2018 sezonu şampiyonluğunun anlatıldığı belgesel gibi bir döküman ve görüntü zenginliği yok..

Bu çok doğal çünkü büyük ihtimalle soyunma odası görüntüleri veya daha "mahrem" görüntüler hiç kaydedilmedi, kaydedildiyse de bu belgeselde kullanılmadı.

Çünkü bize anlatılmak istenen takımın başardıklarından ziyade o takımı yöneten adamın hikâyesi, yani Arsene Wenger'in..

Bu sebeple belgesel Wenger'in kariyerine bir saygı duruşu gibi kurgulanmış..

Sırasıyla kendisini Arsenal'e götüren süreç, takımın başına geldikten sonra "Yenilmez" olunacak sezona giden yol, yenilmez olunan sezondan sonra Chelsea, endüstriyel futbol, Highbury'den Emirates'e geçiş vs. gibi ciddi parametreler sebebiyle Wenger'in adım adım kulüpten kopuşunu izliyoruz.

Tabii tüm bu kurguyu ayakta tutan ana direk de "2003/2004" sezonu şampiyonluğu oluyor.

Bunların yanında Arsene Wenger'in hayat, futbol, ölüm, başarı, yenilgi, hezimet vs. gibi sadece futbola ait olamayacak birçok meselesine dair görüşlerini -çok derinlemesine olmasa da- öğreniyor ve kendisinin -son yıllarda değeri biraz unutulmuş olsa da- aslında ne kadar büyük bir futbol ve spor adamı olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Son olarak Ferguson'un belgeseldeki son sözlerine kulak verelim:

    "On üç lig şampiyonluğu kazandım ama hiçbir zaman namağlup bir sezon geçirmedim."

Yorumlar