*instagram: metalikercan
Halbuki her şey çok güzel ve çok yolunda başlamıştı, Anfield Road deplasmanında iyi bir oyun ortaya koyup, skor avantajını ele almış bir takım vardı karşımızda ve bu skor avantajıyla da soyunma odasına girmeye çok yakınlardı ancak Mendy ve M. Alonso arasındaki bir anlaşmazlık, kale önünde, sonuçları çok ağır olan bir karambole sebep oldu.
Kale çizgisinde Reece James'in eline çarpan top sonucu Anthony Taylor'ın verdiği penaltı ve kırmızı kart kararı, Chelsea için sezonun ilk ciddi saha içi sarsıntısıydı ve çok daha kötü sonuçlara neden olabilirdi.
Bu yazıda Tuchel'in maçın ikinci yarısında, sarsıntının olası artçılarını nasıl önlediğine değineceğim.
Futbolda işler her zaman yolunda gitmez, iyi bir teknik direktörün önemli meziyetlerinden biri zor durumlarda "çabuk" karar almak ve sonucunu sabırla beklemektir. Hayatta olduğu gibi futbolda da şüphe sonucu geç kalmanın bedeli çok ağır olur.
Maça dönersek, Chelsea maça şöyle bir 11 ile başladı:
Mendy
Azpilicueta - Christiansen - Rüdiger
R. James - Kante - Jorginho - M. Alonso
Mount - Havertz
Lukaku
Diğer maçlara nazaran geri üçlünün kenarları çok fazla ileri çıkmadı, bu durum Liverpool'un Firmino'dan yararlanamamasına sebep oldu. Çünkü Liverpool'un oyununda Firmino'nun en önemli özelliği, artık herkesin de bildiği gibi, oyun kurucu gibi orta sahadaki pas trafiğine girmesi, bu trafiğe girerken de rakibin defans oyuncularından birini peşinden sürükleyerek, kenarlardaki Mane ve Salah'a alan açmasıdır. Firmino'yu hiçbir Chelseali oyuncu kovalamadığı için etkisi çok aza indi, Mane ve Salah, geriye çekilen Chelsea defansında boşluk bulamadı. Bu yüzden ilk yarının hemen ortasında Klopp, Firmino yerine Jota'yı sokarak ileri üçlüyü daha hareketli ve değişken bir hale getirmeye çalıştı.
Chelsea'nin öndeki yedili grubu da, en uçta Lukaku'nun da bağlantı oyununa katılmasıyla, maça ağırlığını koydu, duran toptan da olsa gol bulununca da işler Chelsea'nin lehine döndü, ancak yazının başında da bahsettiğim gibi ilk yarının sonunda Reece James atılıp, maç 1 - 1'e gelince Tuchel, devre arası bir karar vermek zorunda kaldı.
Ben dahil maçı izleyen bir çok kişi büyük ihtimalle 4 - 4 - 1 şeklinde devam edeceğini düşündü. Çünkü Chelsea'nin oyuncu kalitesi, eksik kalsalar da, bu dizilişi kaldırabilecek düzeyde. Ancak Tuchel, çok daha başka bir karar verdi, oyundan önce Havertz'i çıkarıp Thiago Silva'yı soktu, defansın ortasındaki üçlü bloğu sağlamlaştırdı, Azpilicueta'yı James'in yerine çekti, ikinci yarının ilk 15 dakikası, tribünlerin de etkisiyle, Liverpool'un Mane ve Salah önderliğinde, yoğun bir baskıyla yapacağı hücumları kesmek istedi, çünkü yenecek bir gol sonrası olacaklar, sadece maçı değil, henüz erken de olsa, sezon için ciddi bir motivasyon kaybına dönüşebilirdi.
Sonra da oyuna ilk yarının sonunda küçük bir sakatlık da geçiren Kante yerine Kovacic'i soktu.
Bu değişiklikler sonucu karşımıza şöyle bir diziliş çıktı:
Mendy
Azpilicueta - Christiansen - Silva - Rüdiger - M. Alonso
Mount - Jorginho - Kovacic
Lukaku
Ayrıca fotoğrafta da görebiliriz:
Şimdi ikinci yarıdaki oyunun en kritik ismine gelelim ki o isim Marcos Alonso.. Çünkü Chelsea hücuma çıktığında ya da Liverpool'u biraz önde karşılamaya çalıştığında M. Alonso kanat beki gibi ileri çıkarak Mount ve Lukaku'ya katılıp hücum organizasyonlarına girmeye başladı. Bu durum da maç içinde karşımıza şöyle "asimetrik" dizilişlerin çıkmasına sebep oldu:
Azpilicueta - Christiansen - Silva - Rüdiger
Jorginho - Kovacic
Mount M. Alonso
Lukaku
Yine bu durumu da ayrıca fotoğrafta görebiliriz, burada hücuma ekstra sağdan Azpilicueta katılmış:
Başka bir fotoğrafta da bu duruma rastlıyoruz, farklı olarak burada da Mount'un yerine Kovacic bulunuyor:
Sonuç olarak Tuchel'in devre arasında verdiği karar: yenilmemek!
İşler tersine dönmüş de olsa puansız ayrılmamak ve milli araya oyun olarak skor olarak herhangi bir travma yaşamadan girmek..
Bu sebeple Chelsea önce geride beşli blok halinde sağlam durdu. Onların önünde, aynı zamanda çok iyi pasör olan, iki pivotla rakibin orta sahasını karşıladı, sonra da fırsat bulduğu anlarda, "Marcos Alonso - Mount - Lukaku" üçlüsü arasında kurulacak bağlantılarla da sürpriz gol aradı.
Golü bulamasa da Tuchel'in verdiği "karar" sonucu ikinci yarı oynanan oyun başarılı oldu ve Chelsea gol yemediği gibi, Lukaku ve Kovacic ile de net iki gol pozisyonu buldu. Yani milli ara öncesi takımı düşürecek bir sıkıntı ortaya çıkmadı.
Zaten yukarıdaki fotoğrafta, Chelsea Tv'ye, maç sonunda verdiği röportajda Tuchel'in yüzündeki mutluluk da bu durumu bize çok güzel bir şekilde açıklıyor.
Kısacası Tuchel, sezonun ilk ciddi saha içi sarsıntısını, çok iyi bir sınav vererek ve artçı başka sarsıntılara fırsat vermeden defetti.
Sezonun negatif anlamda kırılma noktasına dönebilecek bir maçı, alınmış iyi bir beraberliğe çevirdi.
Son olarak da iyi ki doğdun hocam..
Yorumlar
Yorum Gönder