*Thomas Tuchel’in “Liberolu” Defans Üçlüsü.

*instagram: metalikercan

Bir teknik direktör üçlü defans oynatmaya karar verdiyse devamında düşüneceği ilk şey bellidir. Hücuma set oyunuyla mı çıkacak direk oyunla mı.. Çünkü buna göre üçlünün hangi tarz oyunculardan oluşacağını belirlemek zorundadır.

Hücuma set oyunuyla çıkacaksa üçlüden birinin orta saha orjinli, direk oyunla çıkacaksa da bek orjinli olması gerekir. Bunlar tabii ki bir zorunluluk değil ama böyle olması daha iyi olur. Örnek vermek gerekirse, Barcelona’da set oyunu oynatan Pep üçlüye döndüğü zaman ortada Mascherano’yu oynatıyordu, Chelsea döneminde direk oyun oynatan Conte ise üçlünün sağında Azpilicueta’ya yer veriyordu.

Tabii bu söylediklerim ille olmak zorunda diye bir şey yok. Bu yazının başrolü olan Tuchel, Azpilicueta’yı saymazsak üçlüyü hep üç stoperden kurdu.

Son iki maçtır da defansta çok enteresan bir kurgu deniyor. Defansın ortasındaki oyuncuyu stoper olarak değil bildiğin “libero” olarak kullanıyor. Bugünkü Crystal Palace maçından örnek vermek gerekiyse, Chelsea’nin defans ve orta saha kurgusu başlangıçta şöyle gözüküyor:

Chalobah – Christiansen – Rüdiger

Azpilicueta     –     Jorginho     –     Kovacic     –     M.Alonso

Ancak takım hücuma çıkıp rakip yarı sahaya yerleşince karşımıza şöyle bir görüntü çıkıyor:

Christiansen

Chalobah          Jorginho         Kovacic          Rüdiger

Azpilicueta                                                             M.Alonso

Yani Chalobah, Jorginho ve Azpilicueta’ya yanaşıp bir üçgen oluştururken aynısını diğer tarafta Kovacic ve Alonso ile Rüdiger yapıyor. Bu durumu hem hücumda kanat beklerini rahatlatıyor hem de merkez orta sahadaki iki isme pas opsiyonu oluşturuyor.  Ayrıca kanat beklerinin arkasına sızacak rakibin kanat oyuncularının da önünü kesiyor. Mesela bugün özellikle Zaha hiç fırsat bulamadı.

Christiansen ise geride bir emniyet sübabı gibi bekliyor. Duran toplarda gitmiyor, gerek olmadıkça kendi yarı sahasını bile geçmiyor, ayrıca topun rakibe geçtiği anlarda Rüdiger ve Chalobah’ı geçebilecek oyuncuları ve topları topluyor. Yani artık çağ dışı olduğu, çok eski zamanların pozisyonu olduğu iddia edilen sarkık liberolar ne yapıyorsa onu yapıyor.

Villareal maçında da aynı durum Zouma için geçerliydi ama bu oyunu ve bu pozisyonu oyun zekası ve iyi ayaklarıyla Christiansen daha iyi oynadı diyebiliriz.

Tuchel’in defans üçlüsünde bu iki maçta en dikkat çeken ikinci mevzu ise derin toplar… Özellikle Rüdiger, Villareal maçının ilk on altı dakikasında bazen rakip defansın arkasına bazen de çizgiye olmak üzere dört derin top attı. Bugünkü Palace maçında da buna devam etti. Bugün birkaç kez bu derin topu Chalobah ve Christiansen de denedi.

Bunun en önemli sebebi de asıl oyun kurucu Jorginho’ya yapılan presi kırmak ve uzun toplar sonunu rakip defansın arkasına kaçabilecek Mount, Pulisic, Werner, Havertz, Ziyech gibi hızlı ve çabuk oyuncuları pozisyona sokup skora gitmek..

*

Bir Chelsea taraftarı olarak sezonun ilk iki resmi maçında, en dikkatimi çeken konu Tuchel’in defans üçlüsü oldu. Sezonun devamında, Şampiyonlar Ligi’nde neler olarak göreceğiz.

Ayrıca daha bu takıma Lukaku katılacak!

Yorumlar