*Dominasyon ve 4 - 2 - 3 - 1.

*instagram: metalikercan

Milli maç arasını değerlendirip, ligler başladığından beri herhangi bir maçının 90 dakikasını izleyemediğim ve merak ettiğim takımların maçlarına bakıyorum.

Bu takımlardan biri de Bayern Münih'ti.

Bu sebeple bugün oturdum, 28 Ağustos'ta, Allienz Arena'da, Hertha Berlin ile oynadıkları maçı izledim.


Başlıktan da anlaşılacağı üzere çok çekişmeli bir maç olmadı, her şey Bayern'in yoğun baskısıyla başladı, 5. dakikada Lewandowski'nin bıraktığı topa Müller net bir vuruş yaparak takımını öne geçirdi. Böylece Bayern hem skor üstünlüğünü hem de psikolojik üstünlüğü kazandı.

Ancak böyle durumlar yani skorun erken bulunduğu ve zorlanmadan kazanılan maçlar, büyük takımların "aslında" ne oynamak istediğini göstermesi bakımından iyi birer referanstırlar. Bu maçta da dikkatimi çeken hususlar var. Ancak önce Bayern'in başlangıç 11'ini verelim:

  Neuer  

  Stanisic - Upamecano - Süle - Davies  

  Kimmich - Goretzka  

  Musiala   -   Müller   -   Gnabry  

  Lewandowski  

Nagelsmann takımını klasik diyebileceğimiz bir 4 - 2 - 3 - 1 ile sahaya sürüyor. Ancak hücuma çıktığında ileri hatlardaki kalabalığı "8" numaralarından ziyade bekleriyle sağlıyor. İlk düdükten itibaren Davies de Stanisic de sanki birer açık oyuncusuymuşlar gibi kendilerini ileri atıp, hücum bloğunu altılıyorlar. Geride kalan iki stoperle iki "8" numara da dörtlü ve "kare" bir blok oluşturuyor.

Bu durumu maç içinden fotoğraflarda da görebiliriz:


Bu fotoğrafta da daha derinde kurulmuş bir "kare" blok görüyoruz:


Hertha Berlin'in nadir de olsa orta alanda pres yapmaya çalıştığı anlarda ise bazen Kimmich ve Goretzka'nın geriye gelerek defansı üçleyip pas opsiyonu oluşturduğunu görüyoruz.

Bu durumu da aşağıdaki fotoğraflarda görebiliriz, ilk fotoğrafta Goretzka defansı üçlüyor:


İkinci fotoğrafta ise Kimmich aynı şeyi ters tarafta yapıyor:


Takımın geride oluşturduğu bir "kare" blok ile önce, rakibin ortadan gelebilecek her türlü tehlikesini baştan def ettiğini söyleyebiliriz. Çünkü bu blok, rakipten de önce kendi yarı alanındaki orta bölgeyi yani takımın "omurgasının" yerleştiği alanı koruyor, şöyle:


Rakip yukarıda da gösterilen taralı bölgeye giremediği gibi, girmeye çalıştığında da stoperlere ulaşamadan ortadaki iki pivotun baskısına uğruyor. Bunun sonucunda da kenarlara uzun oynayıp fırsat bulmaya, Bayern defansının karşıladığı toplar sonucunda da kazandıkları taç ve kornerlerle pozisyona girmeye çalışıyor.

Nagelsmann'ın geride bu düzeni kurarken Guardiola ve City'den etkilendiğini de rahatlıkla söyleyebiliriz. Guardiola, Klopp'un Gegen-Press'ini kırabilmek için geçen sezon şampiyonluğa giderken kurguladığı oyunda, bek oyuncularını orta saha gibi kullanmıştı, yani takım hücuma çıkacağı zaman Cancelo/Walker ya da Zinchenko ön libero gibi ileri çıkıp defansın önünü ikiliyordu ve bunun sonucunda da şöyle bir geri beşli ortaya çıkıyordu:

  Ederson  

  Stones   -   Diaz   -   Zinchenko  

  Cancelo   -   Rodri  

Guardiola bu uygulamayı, kendi yarı sahasının kör noktaları diyebileceğimiz ve aşağıdaki fotoğrafta da taralı olarak gösterilen, korner bayrağının olduğu köşelerde, oyuncularını topla buluşturmamak için yapıyordu. Çünkü o bölgede oyuncu topla buluşursa ve pres yerse, ya topu taca atmak zorunda kalıyor ya da az ve tehlikeli olan pas opsiyonlarından birini tercih etmek zorunda kalıyor, bunu kırmak ve o bölgeye topu sokmamak için Pep böyle bir çözüm bulmuştu.



Nagelsmann da aynen Pep gibi sahanın bu taralı bölgelerini olabildiğince az kullanmak istiyor olacak ki buna uygun bir başlangıç planı geliştirmeye çalışmış. Ancak bunu yaparken çareyi, Pep'ten farklı olarak iki stoper ve iki pivottan oluşan "kare" bir blok oluşturmakta bulmuş.

Pep'in uyguladığı yöntem City'de harika gözükse de aslında oldukça zor bir yöntem çünkü beklerin sürekli defansın önüne kendini ön libero gibi atması, bunu düzgün uygulayamayacak takımlarda ciddi diziliş hatalarına, defansif zaaflara ve takımın simetrisinin bozulmasına neden olur, Nagelsmann böyle bir risk almayıp, zaten oldukça "hızlı" ve "çabuk" olan bekleri, A. Davies ve Stanisic'ten, ileride açık gibi faydalanmış, takım geriye çakilmek zorunda kaldığında da aynı iki oyuncudan defansta asgari düzeyde faydalanmaya devam etmiştir.


Başta söylediğim gibi Bayern'in rahat kazandığı bu maç, takımın ne oynamak istediğini göstermesi bakımından önemliydi ama tam anlamıyla bir sınav değildi, ayrıca Nagelsmann'ın da hâlâ takım için yeni bir hoca olduğunu unutmamak gerek, bu sebeple takımın özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki maçlarda nasıl oyunlar ortaya koyacağını oldukça merak ediyorum.

M. City ve Guardiola'dan da bahsetmiş ve Nagelsmann'ın etkilendiğini belirtmişken bir temenniyle yazıyı bitireyim, umarım Şampiyonlar Ligi'nin ileriki turlarında eşleşirler de biz de birbirlerine karşı nasıl defans kurguları uygulayacalarını zevkle takip ederiz.

Yorumlar