*Kısa ve Öz: Benitez ve bir varsayım.

*instagram: metalikercan 

Bu yıl ilk kez izleme fırsatı bulduğum Everton'ın bu gece Burnley karşısında gösterdiği oyundan etkilendim. Bu sebeple, maçın etkileri hâlâ sıcakken aklımdaki şeyleri unutmadan kayda geçirmek istiyorum. Bu sebeple maçın içinden görsel bulunmayan "ekspress" bir yazı olacak bu..

Geçen sene Ancelotti ile istediği başarı seviyesine ulaşamayıp, Avrupa kupalarına bile gitmeye hak kazanamayan Everton, sezona Benitez hamlesi ile başladı.

Ancelotti yönetiminde Everton, orta sahada James'in de bulunmasıyla dinamizmden biraz uzak, daha çok topa sahip olma isteğiyle oynayan bir takım profili çiziyordu. Bu geceki Everton ise, özellikle ilk 20 - 25 dakikadaki Burnley baskısını kırdıktan sonra, daha çok pres ve top kapmaya yönelik bir "yüksek tempo" oyunuyla karşımıza çıktı.

Özellikle "Mina - Godfrey - Keane" üçlüsünün önüne koyduğu iki pivot "Doucoure ve Allan", oyuna hem defansta hem hücumda çok katkı sağladıkları gibi presi ve tempoyu çok iyi ayarlayarak, hücum ve defans bloklarını ve iki kanat bekini, birbirine bağlama görevi üstlendiler ve bunda da son derece başarılı oldular.

Takım iki farkla önde olmasına rağmen bu tempo ve pres uzatma dakikalarında bile devam ediyordu. 

Dördüncü haftanın sonunda 10 puan ile lige iyi bir başlangıç yapmış gibi görünüyorlar ama henüz hiçbir "Top 6" takımıyla maç yapmadılar, 2 Ekim'de, deplasmanda oynayacakları "Manchester United" maçına kadar da fikstürlerinde, arada Lig Kupası'nda oynayacakları Qpr maçını saymazsak, bir Aston Villa deplasmanı var, bir de içeride Norwich City ile karşılaşacakları maç..

Bu iki maçtan altı puan almış bir Benitez'in Old Trafford'da bir sürpriz yapamasa da çok iyi bir oyun koyacağına bu gece itibariyle eminim. Daha detaylı bir Everton analizini de o maçtan sonra yapmanın daha sağlıklı olacağını düşünüyorum, şu an için..

*

Başka bir konuya gelirsek, Rafael Benitez'in adı bu yaz Fenerbahçe ile anıldı. Özellikle ben, bu derece "elit" bir teknik direktörün ligimize gelmesini çok istedim. Ancak kamuoyunun kendisi hakkındaki genel görüşü, döneminin artık geride kaldığı ve gelmemesi gerektiği, şeklindeydi.

Çünkü Türkiye'de başarı denince akla sadece kupalar ve büyük takımlar geliyor. "Oyun başarısı" göz ardı ediliyor. Bunun yanında "oyun gücü"yle ön plana çıkan hocalara "loser", bu hocaları başarılı bulanlara da "futbol romantiği" lakapları takılıyor. Ki Benitez, oyun gücünün yanında birçok kupaya da sahip bir isim, saymaya gerek yok, bilmeyenler kariyerine bakabilir.

Buna rağmen Benitez son Real Madrid serüveninden sonra bir düşüş yaşadı, doğru, ancak bu düşüş teknik direktörün bildiklerini unutacağı ya da kalitesinin de düşüşe geçeceği anlamına gelmiyor. Benitez, yeni mücadele alanları, yeni tecrübeler ve meydan okumalar sayesinde, kendini tekrar A sınıfı bir takımın başında bulabilir. Tıpkı Ancelotti gibi..

Özellikle "2016 - 2019" yılları arasındaki Newcastle United dönemi bunun sinyallerini verdi, önce takımı Premier Lig'e tekrar çıkardı. Kısıtlı imkanlarıyla takıma ligde iyi "oyunlar" oynattı. Bu Everton macerası da şimdilik iyi gidiyor.

Bu sebeple bu gece oynattığı "üçlü defans" oyununa bakınca insan, Fenerbahçe'ye gelip, aldıracağı ve takımda tutacağı oyuncularla nasıl bir üçlü defans oyunu oynatırdı, düşünmeden edemiyor.

İrfan ve Mesut gibi oyuncuların varlığını da düşünerek pas takımı mı oluştururdu yoksa bu geceki gibi pres ve tempo takımı mı, Benitez'in elinde Ozan, Ferdi gibi oyuncular nasıl bir gelişim gösterirdi, Samatta'dan en uçta verim alabilir miydi..

Bunlar hep varsayım, akıl yürütüp, beyin fırtınası yapabiliyoruz sadece, ne yazık ki bu soruların cevabını da asla öğrenemeyeceğiz.

Ama ben Benitez'i Türkiye'de görmek çok isterdim.

Bir gün, belki..

Yorumlar