*Stoperlerin Oyuna Katılımı ve Yerli Rüdiger: Szalai.

  instagram: metalikercan  

Fenerbahçe'nin oyununa dair tartışmalar her sezon olduğu gibi santrafor konusuna kilitlendi yine.  Ben santrafor etkisinin, çoğu zaman takım oyunundan bağımsız değerlendirilmesi gerektiğine inanan biriyim. Çünkü santrafor, bireysel çabasıyla, arayışıyla, sezgisiyle takımın diğer üyelerine gerek kalmadan de golü bulabilir. Ancak santrafora ait olan bu özgürlüğün de bir şartı var: oturmuş bir kadro ve oyun.

Fenerbahçe'nin Slimani ve Samatta gibi kağıt üzerinde "iyi transfer" olarak gözüken isimlerinin başarısız olmasının "ilk" sebebi yukarıda söylediğim şartın gerçekleşmemiş olmasıydı.

Bu sezon durum farklı, Pereira oyun hedefini ilk geldiği gün net bir biçimde ortaya koydu, kadroyu da sakatlıkları saymazsak, kafasında oturttu. Bu sebeple Berisha ve Rossi'yi eleştirmek için, en azından şimdilik, milli ara sonrasının beklenmesinin doğru olacağını, Fenerbahçe kamuoyunun da "santrafor" meselesiyle kendisini germemesi gerektiğini düşünüyorum. 

Fenerbahçe'nin bana göre şu an için, oyun içinde çözmesi gereken en önemli konu stoperleri.. Daha doğrusu stoperlerini oyunun denklemine dahil edebilmesi.. Günümüz futbolunda stoperlerin de görev tanımları, görevlerinin çeşitleri artıyor. İyi kesici olmak, iyi süpürücü olmak özellikle kendi liginin dominant takımlarına yetmiyor. Stoperleri hücum organizasyonlarına, pas organizasyonlarına dahil etmek gerekiyor.

Geçen sene bunu Beşiktaş, Welinton'u özellikle takım rakip yarı sahaya yerleştiğinde, Josef'in arkasında neredeyse gizli sekiz numara gibi oynatarak yaptı. Welinton hem pas organizyonlarına katılıyordu hem de top kaybedildiği zaman, rakibe orta alanda şok pres uygulama görevini yerine getiriyordu.

Keza Galatasaray da Marcao'yu oyun kurucu şeklinde kullanarak yapıyor.

Ancak Fenerbahçe'de Szalai'nin topla çıkışları dışında stoperler kendi yarı sahalarını neredeye hiç geçmiyorlar.

Bu durum özellikle Başakşehir maçında ayyuka çıktı. Rakip tüm bloklarıyla kalenin önüne çekilmesine, doğru düzgün atağa bile çıkmamasına rağmen Fenerbahçe stoperleri geride tutmaya devam etti. Bu oyunu maçtan sonra N Futbol'da Önder Özen "7'ye 11 bir maç oynandı bugün.." diye harika şekilde özetledi.

Dün akşamki Giresunspor maçında da bu durum devam etti. Üçlü kendi yarı sahasını geçmiyor, bunun üzerine bir de ortada oynayan iki pivot, Mert Hakan ve Gustavo'dan biri de pas opsiyonu olmak için geriye gelince, takım ileride bir kişi daha eksiliyor:

Mavi ile gösterilen üç stoperin maç boyunca beklediği çizgi bu.. Ötesine asla geçmiyorlar, geçip atağa katılırlarsa ya da duran top için rakip ceza sahasına giderlerse de, atak sonlandığı an bu çizgiye geri dönüyorlar..

Bu durumun handikapları şunlar:

Öncelikle takım ileride eksik kalıyor..

Fenerbahçe atak sürekliliğini sağlayamıyor, çünkü rakip bir topu karşıladığında kenar oyuncuları ya da ortadaki iki pivot topu çevirmek için arkasını dönemiyor, çünkü stoperler çok uzakta, buna rağmen dönerse takım boyu uzuyor..

Üçlü stoper geride kaldığı için orta saha bloğuyla defans bloğu arasına rakip oyuncular yerleşiyor..

*

Şimdi Vitor'un neden böyle bir oyun tercih ettiğine kafa yoralım. Hoca'nın elinde tam anlamıyla, kanat beki oynatabileceği tarzda oyuncular yok. Nazım ve Novak'ı da hücumda yetersiz görüyor. Bu sebeple girdiği arayışlar sonucu, karar kıldığı, iki hücumcu Ferdi ve Osayi'yi kanatlarda tercih ediyor. Bu iki oyuncu da Cuadrado gibi ya da Hodson-Odoi gibi defansı yeri geldiğinde dörtlemeyi, beşlemeyi çok da beceremediği için, en azından üçlüyü geride sabit tutayım, diyor.

Bu mantıklı ancak üçlüyü sabit tutmak demek geride çakılı oynatmak demek değildir. Üçlü yine beraber hareket eder ama en azından yarı sahayı geçip takım boyunu kısaltır. Pas opsiyonu olur.

Bunu yapmak istemeyebilir anlarım ama en azından, hiç olmazsa Szalai'yi daha çok ileri çıkarması gerekir. Özellikle ileride üretkenlik ve yaratıcılık azaldığında..

Fenerbahçe, Szalai'den Türkiye Ligi'nde bir "Rüdiger" performans alabilir. Çünkü oyuncu özellikleri olarak birbirlerine çok benziyorlar.

İkisi de üçlünün solunda oynuyor..

İkisi de topla çıkabiliyor..

İkisi de çabuk ve ikisi de hızlı ve ikisi de fizik olarak rakip hücumcular için caydırıcı tipte..

İkisi de takımı sahiplenme konusunda çok fedakar..

Hatta Szalai, ileride topu kullanma konusunda Rüdiger'den daha bile iyi ki kendisini aşağıdaki fotoğrafta, ileri çıkıp orta yaparken görüyoruz:

Vitor Pereira, üçlüyü geride sabit tutacaksa, devre arasında iki kanada da gerçek birer kanat beki almalı, bir tane alabiliyorsa da "sol kanat"a almalı çünkü Osayi bana göre sağ kanatta iyi performans vermeye ve yükselmeye başladı.

Buna rağmen Fenerbahçe'nin bir oyununun olması ve bunun üzerine konuşabilmemiz güzel..

Ama artık bu oyunda stoperlerin dahil olmadığı denklemler zor.. Bu da unutulmamalı..

Yorumlar