*Evet, Yine Yapabilir: Don Carlo!

Güç, harika bir şeydir ama siz yarattıysanız.

Bazen bu kavramın sizdeki yoğunluğu ve bu kavram sayesinde yaptıklarınız, başardıklarınız, etrafınızda, kamuoyunda size karşı bir hissizleştirme yaratabilir. Çünkü zihinlerdeki ve algılardaki tolerans eşiklerini yıkmışsınızdır.

Ancelotti için de durum bu şekilde..

Tarihin en büyük hocalarından biri olmasına rağmen sezonun başında Real Madrid'e geri dönüşü, çok sade ve gösterişsiz oldu.

Bunda tabii ki kendi kariyerinin, son yıllarda , nispeten, düşüşte olması da etkili..

2017'de Bayern Münih'ten ayrıldıktan sonra, şansını 2018 yazında Napoli'de ve 2019 yılının sonuna doğru Everton'da denedi. İki takımda da, iyi oyunlar oynatmasına rağmen, kendisinden beklenen farkı ne yazık ki yaratamadı.

Zaten Zidane'ın kendisinden sonra Real Madrid'te yaptıklarını referans göstererek, Ancelotti'nin "modern futbolun" gerisinde kaldığını, dile getiren kısık sesler vardı. Bu sesler Napoli ve Everton maceralarından sonra yüksek perdeden çıkmaya başladı. Artık onun da döneminin kapandığı, Mourinho ve Benitez gibi hocaların bulunduğu kervana katıldığı ve "Top Class" takımların radarına girmesinin bundan böyle zor olduğu söylendi.

Ancak Real Madrid yönetimi bu yaz, yukarıda dile getirilen düşüncelerin aksine, başta da söylediğim gibi, gidip takımın başına Carlo Ancelotti'yi getirdi.

Ne kadar doğru bir karar verdiklerini de bugün geldiğimiz noktada çok iyi görüyoruz.

Çünkü Real Madrid, La Liga'yı domine etmiş durumda, 42 puanla liderler ve en yakın rakipleri Sevilla ile aralarındaki puan farkı maç fazlasıyla "8", yani bir sürpriz ya da ciddi bir kırılma yaşanmazsa, mayıs ayında, Carlo Ancelotti, beş büyük ligde şampiyonluk yapamış "ilk" ve "tek" teknik direktör olma unvanına kavuşacak gibi!

Tekrar ediyorum, beş büyük ligde şampiyon olmuş ilk ve tek teknik direktör!

Şampiyonlar Ligi'nde de İnter, Sheriff ve Şahtar'ın olduğu gruptan 15 puanla "lider" çıktılar. İçerideki Sheriff kazası olmasa 6'da 6 ile bile çıkabilirlerdi. Son 16 turunda da Paris Saint-Germen ile eşleştiler.

Özellikle Guardiola ve Klopp ikilisinden sonra, futbol dünyasında, iyi teknik direktörün mutlaka bir "yenilik" ya da oyuna dair bir "devrim" yapması gerekiyormuş gibi algı oluştu. Sırf bu sebeple Simeone yıllardır aynı oyunu oynatmakla, hatta "anti-futbol" oynatmakla suçlanıyor veya Mourinho defans futbolu oynattığı için eleştiriliyor. Bunların tam aksine Bielsa, Sarri vs. gibi yeni şeyler denemeye çalışan isimlere de "loser" deniyor. Onları sevenlere de futbol romantiği..

Carlo Ancelotti de yeni ya da devrimci hiçbir şey yapmıyor. Ne yapması gerekiyorsa onu yapıyor. Hatta oynattığı oyun Milan'a "2006 - 2007" sezonunda oynattığı oyuna çok benziyor. O sezon, Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Milan sahaya genelde Christmass Tree diye adlandırılan formasyonla çıkıyordu, mesela Liverpool ile oynanan final maçında ilk 11 şöyle idi:

 Dida 

 Oddo - Nesta - Maldini - Jankulovski 

 Gattuso - Pirlo - Ambrosini 

 Kaka - Seedorf 

 İnzaghi 

Bir de Real Madrid'in son Atletico Madrid maçında sahaya çıkan 11'ine bakalım:

 Courtois 

 Carvahal - Militao - Alaba - Mendy 

 Modric - Casemiro - Kroos 

 Asensio - Vinicius Jr 

 Benzema 

Real Madrid'in, oyunu daha hızlı oynamak, daha iyi pas yapmak, Benzema gibi bir forvet sayesinde, ileride "bağlantı oyununu" daha iyi oynamak dışında günümüz futboluna dair yaptığı "ekstra" hiçbir şey yok. Yukarıda da anlattığım gibi günümüzde mutlaka bir "yenilik" bir "devrim" beklendiği için bu "basitlik" anlaşılamıyor.

Anlaşılamadığı gibi alınan sonuçlara rağmen hâlâ çok konuşulmuyor ve hatta geçen gün yapılan Şampiyonlar Ligi kura çekimi hakkında yapılan yorumlarda Real Madrid "tehlikesine" kimse tarafından doğru düzgün değinilmiyor.

Sanırım Paris Saint-Germen'i elemelerini bekliyorlar. Ondan sonra Ancelotti hakkında konuşmak daha kolay ve risksiz olacak tabii.

Don Carlo, her ne kadar hissizleşseniz de tekrar canınızı yakmaya geliyor!

Yorumlar