İki takımın ligde bulunduğu konum ve son haftalarda gösterdikleri performans nedeniyle kısır bir maç olacağı beklense de biz her zamanki "Fenerbahçe - Beşiktaş" maçları gibi çekişmeli ve gollü bir karşılaşma izledik.
Taraflar skor olarak birbirlerine üstünlük sağlayamadıkları gibi oyunda da çok net bir farklılık ortaya koyamadılar. Sadece bölüm bölüm takımlarından bağımsız bir şekilde bazı futbolcular ya da bazı ikililer ön plana çıktı.
Bu sebeple iki takımı ayrı ayrı başlıklarda, isimler üzerinde gitmek istiyorum.
Fenerbahçe:
Maç içinde takım oyununa dair gördüğüz belki de tek şey, Fenerbahçe'nin maçın ilk 30 dakikasında, ev sahibi olmanın ve taraftarını arkasına almanın avantajıyla yaptığı ön alan presiydi. Ama bu pres bile öndeki üçlü blok ile yapıldı. Beşiktaş topla çıkmaya çalışırken Rossi - Berisha - Özil üçlüsü, Beşiktaş'ın birinci ve ikinci bölgesinin kesiştiği çizgiye yerleşerek rahat top çıkaramamalarını sağladı. Ancak ortadaki ikili pivot ve kanat bekleri, öndeki bu üçlüye desteğe gitmediği için, bu üçlünün yaptığı pres, agresiflikten uzak ve gölge seviyesinde kaldı.
Onun haricinde Osayi'nin sağ kanat bekinde bana göre performansı gayet iyiydi, hem Larin'in orta saha ve Rıdvan ile pas bağlantısını kesti hem de tempolu bir şekilde taşıdığı toplarla, Fenerbahçe'nin zaman zaman rakip sahada kalmasını sağladı.
Crespo da dinamik performansını sürdürdü ancak maçın 60. dakikasından sonra Fenerbahçe'nin öndeki üçlü bloğu oyundan düşünce, kendisine uyum sağlayacak kimse kalmadı.
Berisha'nın da ikinci goldeki güzel takibi ve iyi vuruşu çok değerliydi.
Beşiktaş:
Beşiktaş adına dikkatimi çeken ve önemli bulduğum nokta Pjanic'in maça başladığı yer idi.
Önceki yazılarda da belirttiğim gibi Josef'in ön libero, Pjanic'in merkez olarak başladığı maçlarda, Pjanic top almak için defansın önüne geldiğinde orta saha çok dengesizleşiyordu. Bu maçta ise Pjanic, Sarri'nin kendisini Juventus'ta kullandığı gibi iki stoperin önünde oyun kurucu olarak başladı, Josef ise geçen seneki Atiba gibi merkezde ve daha önde konumlandı.
Beşiktaş, bunun faydasını da gördü ki ilk gol ceza sahası yayına kadar giden Josef'in çektiği güzel şut ile geldi. İkinci, golde de yine ileri çıkan Josef, Rıdvan'ın harika ortasında net bir kafa golü attı.
Eğer Pjanic, sezonun ikinci yarısı Beşiktaş'ta kalacak ise, Josef ile beraber oynadığı maçlarda kesinlikle bu akşamki yerinde oynamalı, bu şekilde orta saha dengesizleşmediği gibi Josef'ten daha fazla gol katkısı alınır.
Maçın ilk yarısında Ghezzal ve Rosier ikilisi, geçen seneki uyumlarını hatırlatan birkaç verkaça girdiler, ancak devamı ikinci yarıda gelmedi, çünkü Ghezzal, Szalai'ye net bir üstünlük kursa da yardımına çok kimse gitmediği için Fenerbahçeli oyuncuların girdiği kademeler sonucu, takım arkadaşlarına çok top dağıtamadı.
Batshuayi ise asist de yaptığı maçta kahraman olma fırsatını son dakikada direğe nişanladığı top ile ne yazık ki kaybetti.
İki takım adına da sonradan oyuna giren oyuncular da beklenen etkiyi yapamayınca maç 2 - 2'lik skorla sona erdi.
Ancak bu beraberliğin hâlâ şampiyonluğa dair ümitlerini sıcak tutmak isteyen Fenerbahçe'yi daha çok üzdüğünü söylemek mümkün..
Önümüzdeki süreçte neler olacağını göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder