Beşiktaş, Önder Karaveli yönetiminde göze hoş gelen bir futbol ortaya koyamasa da oyun içi konsantrasyonunu kaybetmeyip, sonuç alıyor ve gol yeme sorununu bir nebze olsun çözmüş görünüyor.
Sergen Yalçın döneminde orta saha kurgusunda en kusurlu bulduğum nokta Pjanic'in kullanıldığı yer idi.
Peki neydi bu kusurlu nokta, kısaca tekrar hatırlayalım, bu dönemde defansın önünde Josef, sekiz numarada Pjanic oynuyordu ve bu kurguda Pjanic defansın önüne top almaya geldiğinde, ilk olarak orta saha dengesizleşiyordu, ikinci olarak da Josef oyun kurulumunda çok atıl kalıyordu.
Hatta eylülde Vodafone Park'taki ilk Dortmund maçından sonra yazdığım yazıda da belirtmiştim bu durumu. Önder Karaveli geldiğinden beri, ne kadar faydalı olduğu tartışılır ama en azından Pjanic olması gereken pozisyonda konumlanıyor. Bu maç bunu gözlemlemek açısından da son derece uygundu.
Yukarıda gözüktüğü üzere Pjanic defansın önünde oyun kurucu pozisyonunda, Josef çok daha ileride.. Aşağıdaki fotoğrafta da yine ceza sahası içinde:
Oyunun bazı anlarında da gerçekleşen pozisyonlar ve kovalanan Karagümrüklü oyuncular sebebiyle Pjanic ve Josef yer değiştirdi ama bu yer değiştirmeler dediğim gibi "anlık" değişimlerdi:
Görüldüğü üzere Pjanic önce sarı ile işaretlenmiş Karagümrüklü oyuncuyu kovalıyor, devamında da koşusunu kesmeyip, gölge presine devam ediyor, Josef de bu sebeple Pjanic'in boşalttığı alana doğru gidiyor.
Başka bir dakikada Josef'in defansın önünde konumlandığını görüyoruz, poziyon gereği ileri çıkan Pjanic ise yer değiştirmek üzere geri geliyor.
Pjanic bu sefer de Ghezzal'ın olduğu kanada yaklaşarak bağlantı oyununa dahil olmaya çalışıyor, Josef de yine Pjanic'in boşalttığı alanda..
Dün akşamki durağan ve zevksiz maçta, Beşiktaş'ta oyun adına gördüğümüz belki de tek taktik aksiyon Pjanic - Josef arasındaki bu dengeydi..
*
Beşiktaş Sergen Yalçın göreve geldiğinden beri, yani iki senedir, tek ön libero ile oynamayı bir alışkanlık haline getirdi. Bu durum sadece yukarıda da bahsettiğim, Josef'in defans önü, Pjanic'in sekiz numara oynadığı dönemde aksadı. Önder Karaveli iki oyuncunun yerini değiştirince alışkanlığa geri dönülmüş oldu.
Bu iki senelik dönemde "üç" oyuncu profili çıkıyor karşımıza, oyunu anlamak için bunlara bir bakmak gerekiyor.
Geçen sene defansın önünde Josef çapa olarak görev yapıyordu. Atiba, dün akşam Josef'in oynadığı gibi merkez orta sahada, hücumda ceza sahasına bazen yakın bazen de içinde olarak konumlanıyordu.
Biraz daha geri gidelim, Sergen Yalçın ilk geldiği sezon da defansın önünde Josef yerine Elneny'yi oynatıyordu.
Bu sezon da Pjanic var.
Şimdi üç oyuncu hakkında biraz fikir yürütelim.
Pjanic, bu üç oyuncu içinde gerek kariyeriyle gerekse de yeteneğiyle öne çıkıyor. Ancak kendisi ön liberoda oyun kurucu olarak istenen performansı veremiyor. Çünkü Pjanic fiziksel olarak çok güçlü bir oyuncu değil, bu sebeple bu kurguda oynamak istiyorsanız, sekiz numarada oynayacak iki isim top taşıyabilen ve tempolu oyuncular olmalı.. Bu derece durağan oyuncularla karşılaşınca Pjanic pas trafiğini ayarlayıp, "topun" temposunu hızlandıramıyor. Önder Karaveli de bunun farkında olacak ki ikinci bir çözüm olarak, "topun" temposunu biraz olsun hızlandırmak için Oğuzhan'ı kullanıyor. Ancak Oğuzhan ne fizik olarak bu talebe cevap verebiliyor ne de Pjanic ile uyumlu oynayıp topu hızlandırabiliyor. Bazen de Batshuayi de derine geliyor. Ama bu da yine takımın durağanlığı yüzünden pek işe yaramıyor.
Josef, şimdi Beşiktaş'ın geçen seneki tutmuş planını düşünelim. Bu planda "skor" katkısı çok düşük kaldığı için unutulan bir oyuncu var. Yukarıda Pjanic'ten bahsederken "top taşıyabilen ve tempolu" oyuncu tanımını kullandım. Geçen sene bu tanıma uyan oyuncu "Bernard Mensah" idi. Ben de özellikle saha içindeki "gamsız" halini ve skora katkısının az olması sebebiyle çok fazla eleştirmiştim ancak kendisi ya da kendi tarzında bir oyuncunun olmayışı belki de Aboubakar'dan bile daha ciddi bir eksik.. Çünkü bu eksik yani bu tarz bir oyuncunun olmamasının getirdiği "tempo" eksikliği, ilerideki Batshuayi'yi, kenardaki Ghezzal'ı da etkiliyor.
Elneny, Sergen Yalçın'ın üzerinde neden bu derece fazla durduğunu gün geçtikçe çok daha iyi anlıyoruz, anlamayanlar varsa da anlamalı.. Elneny, kendisi hakkında yazdığım yaıda da anlattığım gibi oyuna hem fiziksel tempo hem de "top" temposu kazandırıyordu. Pjanic'i eleştirenlere "rakiplerin" gereğinden fazla sert oynadığını ve Pjanic'in bundan etkilendiğini söyleyenler oluyor. Haklılar bir nebze ama dün gece Karagümrükspor'un hiç de agresif bir presi ya da baskısıyla karşılaşmadı Pjanic ancak yine de istenen performansı veremedi. Elneny kırılgan bir oyuncu olmadığı için agresif bir baskı ya da pres ortamında yılmayacağı da çok açık.. Düşünelim kaybedilen Konyaspor deplasmanında -ki takım hiç de kötü oynamamıştı, Elneny olsa o pres ve baskı bir yerden sonra kırılır, kırılmasa da agresiflik seviyesi -aynı şekilde karşılık alacakları için, biraz düşerdi.
Elneny meselesini, Beşiktaş şu anki durumunda oyuncuyu, en azından devre arasında geri getiremeyeceği için uzatmaya pek gerek yok, bu sebeple bu durağan oyundan kurtulmak için ne yapabilir, bunu düşünelim.
1 - Welinton'un sol stoper oynaması şartıyla, tekrar üçlüye dönülebilir. Beşiktaş, Rize deplasmanına üçlü kurguyla çıktı ve harika bir oyun oynamasına rağmen Ersin'in hatasıyla, 2 - 2'lik beraberlikle ayrılmak zorunda kaldı sahadan.
2 - Üçlüye dönülmeyecekse, orta alandaki top taşıyabilen, tempolu oyuncu eksiğini Can ve Emirhan'ı Pjanic ile beraber oynatarak çözebilir, ancak Josef takımın değişmez oyuncusu olarak görüldüğü için, kiralık olduğu da düşünülürse Pjanic'ten vazgeçilip, geçen sene Sergen Yalçın'ın oynattığı oyuna dönülerek defansın önünde Josef'in onların önünde de Can ve Emirhan'ın olduğu bir üçlü orta saha kurgusuna dönülebilir. Pjanic'te hamle oyuncusu olarak kullanılır ve belki daha faydalı olur.
3 - Aslında Güven - Batshuayi'den oluşan "klasik 4 - 4 - 2" de bir seçenek ama bunun Önder Karaveli tarafından çok da tercih edileceğini düşünmediğim için pek kafa yormak istemiyorum.
Ancak tüm bu yazdıklarımın dışında takımın gol yeme problemini "kısa vadede" çözmüş gibi görünmesi önemli, takımın oyun konsantrasyonunu maçın hiçbir bölümünde kaybetmiyor oluşu daha da önemli ama dediğim gibi durağanlık ve tempo eksikliği Beşiktaş'ın ve Önder Karaveli'nin sezonun ikinci yarısında çözmesi gereken en önemli konu olarak duruyor.
Neler olacağını göreceğiz..
Yorumlar
Yorum Gönder