*Kırılma Anları ve Fatih Terim.

Fatih Terim, "2017 - 2018" sezonunun ortasında Igor Tudor'dan aldığı teknik direktörlük koltuğunu, bugün itibariyle "2 Süper Lig, 1 Türkiye Kupası, 1 Süper Kupa" almış olarak bıraktı.

Fatih Terim'in bu dördüncü dönemini aslında "2017 - 2019" ve "2019 - günümüz" şeklinde ikiye ayırabiliriz. Bu farkın oluşmasındaki en önemli etken de şampiyonlukla geçilen iki sezondan sonra yapılan transferlerle, kadrodaki yapılanmanın doğru bir şekilde sağlanamamasıydı. Hatta "2018 - 2019" sezonu şampiyonlukla tamamlanmış olmasına rağmen bu sorun, o sezonun devre arasında başlamıştı, bile diyebiliriz. Hatırlayalım, 2019 yılının başında Galatasaray, panik transferi diyebileceğimiz bir şekilde, forvet hattına Mitroglou ve Diagne'yi dahil etmişti. Bu ikili kritik goller atmıştı ancak şampiyonluk yolunda takımı sırtlayacak bir performans göstermemişlerdi.

Ki Diagne bugün dahi Galatasaray kadrosunda bir soru işareti..

*

Fatih Terim'in, kariyeri boyunca, bir teknik direktör olarak, en önemli özelliklerinden biri, kırılma anlarını iyi yönetip, kendi lehine çevirip, kullanmasıdır.

Yukarıda bahsi geçen "2018 - 2019" sezonunda da takımın Başakşehir'i geçip şampiyon olmasında, oynanan oyunun yanında, Fatih Terim'in bu yeteneği etkili olmuştu.

*

Bu sezonki durumuna bakacak olursak karşımıza bazı kırılma anları çıkacak.

Başlayalım:

1. Marcao Krizi.  

Galatasaray, Fatih Terim'in bu son yönetiminde, belki de en aklı başında transfer dönemini, bu sezon başında geçirdi. Ortaya bir fikir koydu ve nispeten genç, potansiyel sahibi oyuncuları kadrosuna dahil etti. Sezona çok kötü bir Psv eşleşmesiyle başlasa da, Avrupa Ligi elemelerinde fena olmayan oyunlarla St. Johnstone'u ve Randers'ı eledi.

Lig açılışını da Giresunspor deplasmanında yaptı. Yine iyi bir oyunla, skoru aldı, maçı da alacağı çok açıkken, kimsenin beklemediği bir anda Marcao, Kerem Aktürkoğlu'na saldırdı. Bu hem başlangıçtaki pozitif havayı dağıttı, hem de Galatasaray takımı belki de, oynadığı oyunun, en kritik oyuncusu olan Marcao'yu kaybetti.

2. Elden Kaçan Derbiler.  

Derbiler sezona kötü başlayan ya da iyi başlayıp sonradan bozulan takımlar için bir çıkış yoludur. Sahaya çıkar kazanır, tüm enerjiyi tersine çevirir, rüzgârı arkanıza alırsınız.

Ancak Galatasaray, sezonun ilk yarısında oynadığı üç derbide de öne geçmesine rağmen puan kaybetti. Trabzonspor deplasmanında 33. dakika skor "0 - 2" olmasına rağmen oyunu ve skoru tutamayıp, sahadan 2 - 2'lik beraberlikle ayrıldı

Beşiktaş deplasmanında, 35. dakikada "0 - 1" öne geçmesine rağmen, 64. dakikada "2 - 1" geriye düştü, bir de üstüne 81. dakikada penaltı kaçırdı.

İçeride oynadığı Fenerbahçe maçında da 16. dakikada "1 - 0" öne geçmesine rağmen sahadan "1 - 2" mağlup ayrıldı.

Bu üç maçtan herhangi birinden galibiyetle ayrılsa, ligde yükseliş için bir başlangıç yapma şansını yakalayabilirdi ama olmadı.

3. Fatih Terim'in Ceza Alması.  

İlk yarının üçüncü derbisi olan Fenerbahçe maçını kazanamadığı gibi bu maçta bir de takım Fatih Terim'i kaybetti. Maçın sonunda gördüğü kırmızı kart sebebiyle Fatih Terim, sezonun ilk yarısının son bölümünde takımın başında olamadı.

4. Muslera'nın Sakatlığı ve Kaleci Sorunu.  

13 Aralık'ta, deplasmanda oynanan Sivasspor maçında, takım bu sefer de Muslera'yı kaybetti, Muslera kendi takım arkadaşı Luyindama'nın kendisine çarpması sonucu sakatlandı ve yerini İsmail Çipe'ye bırakmak zorunda kaldı. İsmail Çipe ise kendisine gelen bu şansı çok ama çok kötü bir şekilde kullandı.

5. Denizlispor Mağlubiyeti.  

Galatasaray, ligde kötü gidiyor olsa da Avrupa'da harika bir performans gösteriyor ve Lazio, Marsilya ve Lokomotif Moskova'nın olduğu gruptan namağlup lider çıkarak, Avrupa Ligi'nde kendini son 16 içine atıyordu, bunun yanında, ligin Trabzonspor'un arayı açması sonucu zora girmesiyle, Türkiye Kupası da makul bir hedef olarak ortaya çıkıyordu.

Ancak Galatasaray, Türkiye Kupası'nda da, kendi evinde, birçok eksikle ve 3. kalecisiyle sahaya çıkan Denizlispor'a penaltılarla yenilip, eleniyordu.

Bunun üzerine bir de sezonun ikinci yarısının açılış maçında, takım, yine içeride, Giresunspor'a mağlup olunca, bu durum taraftar için bardağı taşıran son damla oluyordu.

Taraftar tepkili olsa da bu tepkinin hedefi, Fatih Terim değildi, hedef daha ziyade futbolcular, Fatih Terim'in yokluğunda herhangi bir etki gösteremeyen teknik ekip ve çıkıp herhangi bir sorumluluk almayan yönetim oluyordu.

Buna rağmen bugün fatura Fatih Terim'e kesilerek yollar ayrıldı.

*

Fatih Terim, bu sezon yaptığı transferler ve Avrupa'da oynattığı oyun ile bir hikâye yazmak istedi, nispeten başarılı da oldu, ancak bu hikâyenin lige uymaması sonucu görevi bırakmak zorunda kaldı.

Galatasaray yönetiminin yapacağı yeni teknik adam seçimi hem takım hem de kendi idari gelecekleri için çok kritik, merakla bekliyor olacağız.

Yorumlar