Haftasonu oynanan "Fiorentina - Lazio" maçından sonra Lazio'nun Sarri önderliğinde yükselişe geçebileceğini düşünmüştüm ve bu sebeple heyecanlanmıştım. Çünkü Sarri gerek Chelsea'de gerek Juventus'ta "kısmen" sonuç alan oyunlar oynatmasına rağmen, bazen oyuncular bazen medya tarafından çok eleştirilmiş, Chelsea'de oyuncuların onu sevdiği ama ona inanmadığı, Juventus'ta da şampiyon olmasına rağmen bu başarıda kendisinin payının çok da olmadığı söylenmişti.
Ben ise Fiorentina maçında ise sabırlı ve iyi bir oyunla, 0 - 3 gibi net bir skor alınca, ortaya bir rüzgâr çıktığını ama bu rüzgârı arkasına alabilmek için de İtalya Kupası çeyrek finalinde Milan'ı elemesi gerektiğini düşünmüştüm.
Ancak işler çok ters gitti.
O sırada Milan cephesi ise haftasonu Milano derbisinde, İnter karşısında, Giroud ve Maignan'ın harika oyunuyla 2 - 1'lik bir galibiyet alarak deyim yerindeyse ligi yeniden başlatıyordu. İtalya Kupası maçı için Milan cephesini bu kadar yok sayarak, sadece Sarri cephesini düşünerek kendimi doldurmamın en önemli sebebi de aslında Giroud ve Maignan'ın performansları oldu. Özellikle Giroud öyle bir ikinci gol attı ki hem maçı çözdü, hem de Milan'ın takım performansını biraz gölge de bıraktı, en azından benim nezdimde..
*
Dün akşamki maça gelirsek ben Sarri için çıkan rüzgârı arkasına alması gerekiyor, diye düşünürken o, Fiorentin maçının 11'inden kaleci dahil, 5 oyuncuyu değiştirerek çıkıyordu Milan'ın karşısına, Milan'da ise İnter maçının ilk 11'inden sadece 2 farklı oyuncu vardı sahada.
Yani form durumları her ne kadar tartışmaya açık olsa da potansiyelleri ve özellikle Fiorentina maçında gösterdikleri performans düşünüldüğünde en önemli oyuncularının başında gelen iki isim yoktu saha da..
Luis Alberto'nun yerinde Basic, Lucas Leiva'nın yerinde de Cataldi'yi gördük..
Hatırlayalım sezon başından beri Lazio'nun en çok eleştirildiği noktalar neydi?
Hücumda üretkenlikten yoksun olmaları ve orta saha oyuncularının ileri üçlüye ve özellikle Immobile'ye gerekli desteği verememesi idi.
Dün akşam da aynı sorunu çok daha yoğun bir şekilde gördük. İlk 20 dakika iki tarafında kontrolü elden bırakmama isteği sebebiyle maçta sanki bir "denge" kurulmuş gibi gözüktü, ancak sonra işin rengi değişti..
Çünkü Lazio'nun "Basic - Cataldi - Sergej" orta sahasıyla çıktığı bir maçta, topa sahip olup, bol pas yapmaktan başka hiçbir çaresi yok, çünkü bu üçlüde ileriye "top taşıyabilme" yeteneği çok fazla yok.. Luis Alberto taşıyabilir bir tek -ki Fiorentina maçında çok iyiydi- o da yedek..
Ya da eski Sarri takımlarını düşünelim, Napoli'de Zielinsi, Chelsea'de Kovacic, Juventus'ta Ramsey..
Bu sebeple Milan orta sahaya topu ulaştırmamak için üçüncü bölgede, agresif olmamakla birlikte, doğru zamanlarda, özellikle Patric ve Felipe'ye çok kritik presler uyguladı. Bu sebeple iki stoper orta sahayla irtibat kuramadı, kursa da klasik Sarri takımlarındaki gibi pas sürekliliği sağlanamadı.
Aslında Sarri takımları düşünüldüğünde bu çok klasik bir önlem şekli.. Hatırlayalım Nef Stadı'ndaki Galatasaray maçında da Lazio dün akşam düştüğü durumun aynısına düştü. Hatta Luis Alberto ve Lucas Leiva olmasına rağmen..
Peki böyle bir durumda ne yapar klasik Sarri takımı, oyuna ve atağa iki kanat forveti vasıtasıyla çıkar, yine hatırlayalım, Napoli'de İnsigne ve Callejon, Chelsea'de Hazard ve Willian..
Lazio'da bunu yapabiliyor mu ya da dün akşam yapabildi mi ya da Galatasaray maçında? Hayır.. Çünkü Zaccagni, kanat orijinli bir oyuncu değil, Felipe Anderson da bir türlü istenen seviyeye gelemedi.
Anlayacağınız ilk yarının ortasından sonra Lazio'nun elinde Immobile'yi uzun top ile defansın arkasına sarkıtmaktan başka hiçbir hücum planı kalmadı!
Milan ise 24. dakikada Leao ile skoru 1 - 0'a getirdi. Golün asistini Romagnoli yaptı. Lazio defansının arkasına harika bir uzun top gönderip Leao'yu kaleci ile bire bir durumda bıraktı.
41. dakika ve 45+'da da Giroud'nun golleri ile skoru 3 - 0'a getirip, turu dah ilk yarıda almayı bildi.
İkinci ve üçüncü gole de ayrıca değinmek gerekiyor. Yukarıda değindiğim gibi Patric ve Felipe'ye pres yapılırken, Cataldi de Brahim Diaz tarafından marka edildi. Ve ikinci goldeki atağın başlangıcı Diaz'ın Basic'in Cataldi'ye attığı pası kapmasıyla gerçekleşti:
Patric, yukarıda da görüldüğü gibi topu Basic'e gönderiyor, Basic'te ortada duran Cataldi'ye pas vererek "pas sürekliliğini" sağlamak istiyor:
Ancak topu görüleceğin üzere Brahim Diaz kaptı:
Üçüncü gol de Brahim Diaz'ın başlattığı bir atak ile geldi. Bir önceki pozisyonda Basic ile beraber topu Diaz'a kaptıran Cataldi, bu pozisyonda da top taşıyarak gelen Diaz'ı "durduramadı" ve gol kaçınılmaz oldu.
İkinci yarıda da değişen çok fazla bir şey olmadı.
*
Lazio ve Sarri'nin geleceği düşünüldüğünde önlerinde hedef olarak Serie A'da ilk dörde girmek ve Uefa Avrupa Ligi kaldı. Ancak bu istikrarsız oyunları herhangi bir öngörüde bulunmayı çok güçleştiriyor ama şunu söyleyebiliriz ki Sarri'nin bir çözüm bulması gerekiyor. Şablonundan vazgeçmeyecek, bunu biliyoruz, yine 4 - 3 - 3 şeklinde sahaya çıkmaya, yine yoğun pasa dayalı bir oyun anlayışını benimsemeye devam edecek ama en azından bu şablon içinde, belki oyuncu rollerini değiştirerek bir çıkış yolu bulabilir. Yoksa kendi kariyeri için gelecek çok parlak değil..
Burası son durak hocam, bunu tekrar hatırla!
*
Milan ise Şampiyonlar Ligi'nden elendiği için Avrupa defteri kapalı, kupada yarı finaldeler, ligde de İnter'i devirerek çok ciddi bir atak yaptılar.
Takım oyunları da bireysel oyuncu performansları da yükselişte..
Ben Sarri'nin rüzgârı arkasına almasını beklerken Pioli kimseye fark ettirmeden rüzgâr değil bir fırtına aldı arkasına, bu kendilerini de devirebilir ama ya kontrol edebilirlerse..
Bu sebeple İtalya'da bu bahar bir Milan şöleni izleyebiliriz..
Merakla bekliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder