Tarih 25 Nisan 2006.
Yer: Estadio El Madrigal.
Villarreal'in konuğu, Arsene Wenger yönetimindeki Arsenal..
Şampiyonlar Ligi, yarı final, ikinci maçı oynanıyor. 19 Nisan'da Highbury'de oynanan ilk maç Arsenal'in 1 - 0'lık üstünlüğüyle bitmiş.
Turun favorisi Arsenal olmasına rağmen Villarreal, Riquelme önderliğinde iyi bir performans gösteriyor. Maçın sonu yaklaştıkça da Arsenal kalesindeki baskısını artırıyor.
Ve dakika 88'i gösterdiğinde Gael Clichy, Jose Mari'yi penaltı noktası çevresinde yere düşürüyor ve hakem penaltı noktasını gösteriyor.
Topu Riquelme alıyor, öpüp beyaz noktaya yerleştiriyor.
Ancak son derece kötü bir vuruş yapıp, Stade De France yolunda, Jens Lehmann'a takılıyor.
Ne yazık ki peri masalı sona eriyor.
Tarih 3 Mayıs 2022.
Yer: Estadio El Madrigal.
Villarreal'in konuğu, Jürgen Klopp yönetimindeki Liverpool..
Şampiyonlar Ligi, yarı final, ikinci maçı oynanıyor. 27 Nisan'da Anfield Road'da oynanan ilk maç Liverpool'un 2 - 0'lık üstünlüğüyle bitmiş.
Turun favorisi Liverpool olmasına rağmen Villarreal, Unai Emery önderliğinde harika bir ilk yarı performansı gösteriyor. 45 dakika boyunca Liverpool defansına yoğun pres uyguluyor.
Ve bunun sonucunda devre arasına 2 - 0'lık üstünlük ile her şeyi dengelemiş olarak giriyor.
Ancak büyü 62. dakikada Fabinho'nun attığı gol ile bozuluyor.
Liverpool vites artırıp 12 dakikada skoru 2 - 3'e getiriyor.
Ne yazık ki peri masalı sona eriyor.
2004 yılında oynanan "Porto - Monaco" finalinden sonra, derin Uefa tarafından alınan gayriresmi bir karar vardır. O da şudur ki, son dörde ve özellikle finale "B" sınıfı takımların çıkışı bir şekilde engellenecek..
Reyting, lobi ve ekonomi temelli olan bu karara rağmen bazı sezonlar bazı takımlar çıkar ve sistemi sarsar.
Örnek vermek gerekirse, 2013'te sistemi önce Real Madrid'i yarı finalde eleyen Dortmund, 2017'de Juventus'a yarı finalde elenerek finalin kapısından dönen Monaco, 2020'de de pandemi şartlarından da yararlanarak yarı finale yükselen Lyon sarstı.
Ancak Villarreal'i özel yapan durum, hem 2006'da hem de bugün 2022'de, sistemi hiç umulmadık bir takım olarak sarsması..
Yukarıda saydığım üç takım gibi çok büyük bir Avrupa kupaları kültürleri yok.. En azından 2006'da yoktu.. Zaten 50 bin kişilik bir kasabanın takımı..
Bu sebeple bu iki yarı final yürüyüşü -yarım kalsa da- çok daha görkemli ve peri masalı misali bir hale dönüşüyor.
Futbolun içine düştüğü bu emperyal dünyada, iyi oyun, özgüven ve takım oyunuyla, her şeyin "mümkün" olduğunu, kimsenin "yenilmez" ya da "elenmez" olmadığını, herkese hatırlatacak, Villarreal gibi takımlara ve bu takımların yazdığı "amatör ruhlu" hikâyelere ihtiyacımız var.
Yıkamasak da sallamaya devam.
Yorumlar
Yorum Gönder