*Albüm Serisi 4 - Muse - Will Of The People!

Geçtiğimiz perşembeyi cumaya bağlayan geceden beri başka bir şey dinlemiyorum desem yalan olmaz. Sabah kalkınca, gece uyurken, bisiklete binerken sürekli kulağımda Muse'un son albümü var.

Bu albüm için Red Hot Chili Peppers ve Rammstein'ın albümlerinden farklı bir yazı yazarak şarkı şarkı bir değerlendirme yapmak istiyorum. Çünkü şarkı sayısı az..

Albüm için olumsuz bir yorum yapacaksam, o yorum şarkı sayısı meselesinde olur. Zaten on şarkı var albümde, bir de o on şarkının dördünü single olarak yayınlıyorsun, bunu kabul edemiyorum.

1 Haziran'da Will Of The People single olarak yayınlanınca bir saat içinde bir yazı yazmış ama bir yerde yayınlamamıştım. O yazı, şarkı şarkı değerlendireceğim düşünülürse, ilk değerlendirme kabul edilsin, diğer şarkılara da yine tek tek bakacağım..

1. Will Of The People.

Drones'dan Fırlamış Gibi!

"Drones", politik ve konsept bir albüm olması sebebiyle, Muse'un müzikal çizgisinde bir kırılma noktasıdır. Tabii burada bahsi geçen politiklikten kasıt, güncel siyasetten ziyade daha teoriye dayalı bir bakış olarak karşımıza çıkıyordu. Aslında bunun sinyallerini "Black Holes and Revelations" albümünden beri özellikle albümlerine koydukları isimlerle veriyorlardı. Bkz. HAARP, The Resistance, The 2nd Law..

Ancak Drones ilk cümlede de belirttiğim gibi baştan sona tüm albümün belirli bir içeriğe göze düzenlenmesi bakımından Muse için yeni bir şeydi.

Bir sonraki albümleri "Simulation Theory" isimli albümlerinde de bunu sürdürmüşlerdi. Ancak bu albüm elektronik unsurlara çok fazla yer verilmesi sebebiyle Drones'dan biraz ayrılıyordu.

26 Ağustos 2022'de çıkacak "Will Of The People" isimli yeni albümleri de yine daha isminden konsept bir çalışma olacağını bize göstermişti.

Buna rağmen albümden yayınlanmış olan "Won't Stand Down" ve "Compliance" isimli ilk iki şarkıyı dinleyen Muse hayranları, bu şarkıları kafalarında bir yere oturtamamıştı, ayrıca bu iki şarkı albümün geneli için de bir fikir vermemişti çünkü grup Won't Stand Down'da "Metale mi kayıyorlar acaba?" sorusunu sordururken, ondan sonra gelen Compliance'da "Hayal kırıklığına uğrayacağız galiba." endişesini yaşatıyordu.

Ancak bugün yayınlanan ve albüme de ismini verecek olan "Will Of The People" isimli şarkının işaret ettiği adres çok net!

Şarkıyı Drones albümünün 13. şarkısı olarak araya bir yerlere sıkıştırsak emin olun kimse yadırgamazdı.

Gerek riff'ler, bas yürüyüşleri, davullar, gerek şarkı sözleri, gerekse de şarkının başında ve aralarda kullanılan "koro" unsuru, tüm bunlara bakıldığında şarkı, yazının başlığında da belirttiğim gibi Drones albümünden fırlamış gibi..

Bu sebeple, eminim ki, yayınlanan ilk iki şarkıda kafası karışan Muse hayranlarının, Will Of The People ile hem gruba, hem de çıkacak albüme olan güveni tekrar tazelendi.

"The Future Is Ours!


2. Compliance

Bu şarkı da single olan yayınlananlar arasında, yukarıda da belirttiğim gibi dinlediğim an hayal kırıklığına uğramıştım. Doğru düzgün bir riff yok, bas yürüyüşleri duyulmuyor, Abbavari bir altyapı.. Muse tarzından tamamen uzak bir şarkı olarak gelmişti bana. Sonradan albüm içinde güzelliği ortaya çıkar diye düşünüp kendimi rahatlatmaya çalışmıştım.

Ancak Muse öyle bir grup ki dinledikçe bu şarkı bile güzel gelmeye başladı.


3. Liberation

Muse'un resmi You Tube kanalında yayınlanan klibe, piyanonun ön planda oluşuna, Matt Bellamy'nin vokaline bakınca anlıyorsunuz ki şarkı, Queen ve Freddie Mercury'ye yapılan bir saygı duruşu, henüz beğenmedim, klasik bir Muse şarkısını tercih ederdim.

Buna rağmen Compliance'da olduğu gibi dinledikçe güzelleşebilir.


4. Won't Stand Down

Albümden yayınlanan ilk şarkı, çıkalı o kadar uzun zaman oldu ki, artık yeniymiş gibi gelmiyor. Buna rağmen albümün öne çıkanlarından biri benim için. 

Özellikle gitar tonlarının klasik Matt Bellamy çizgisinden ziyade metal müziğe kayışı sadece beni değil, tüm Muse hayranlarını albümün soundunun nasıl olacağına dair meraka düşürmüştü.

Ancak bu çizgi çok da devam etmedi.


5. Ghost (How Can I Move On)

Albümün beşinci şarkısı, tıpı Compliance gibi tıpkı Liberation gibi, gitar yok, bas yok, doğru düzgün davul yok, yine piyano ve Matt Bellamy'nin vokalinden başka hiçbir şey olmayan bir şarkı.

Albümün yarısına geldik. Albüm hala başlamış gibi gelmiyor insana.

Evet belki sonradan güzel gelecek bu şarkı da ama ilk şarkıda da referans gösterdiğim gibi Muse'un çıtasını 2010 yılından sonra gösteren albüm Drones'tur. Yeni çıkan albümde de ister istemez ona dönüp bakıyorsunuz. Drones ilk şarkıdan son şarkıya çok daha güçlü bir albümdü.

Ne yazık ki albümün ilk yarısı bu üç şarkı sebebiyle biraz zayıf kalıyor.


6. You Make Me Feel Like It's

Evet albümün yarısına geldik ama nihayet yeni ve single olarak yayınlanmamış gerçek bir Muse şarkısı!

Gitar riffleri, riffler arasında gezinen elektronik dokunuşlar, bas, davul, Matt Bellamy'nin kafa sesiyle yaptığı vokal, klip, solo..

Şu ana kadar albümde en beğendiğim üç şarkıdan biri bu!


7. Killed Or Be Killed

Albümden önce single olarak yayınlanan son şarkı buydu.

Yukarıda bahsettiğim Drones çizgisinden ziyade The Resistance, The 2nd Law çizgisinde bir şarkı bana göre.

Temmuz ayında dinlerken özellikle şarkının solosunu çok beğenmiştim.

Sanırım albümdeki de en iyi soloya sahip şarkı bu. Ayrıca başlangıç riffleri de çok iyi


8. Verona

Yüksek tempo diyebileceğimiz iki şarkıdan sonra yine bir düşüş..

Az da olsa bir gitar var, tekrar eden tiz notalı riffler ve bunlara elektronik dokunuşlar yapılmış. En azından bu yönleriyle Compliance ve Liberation gibi piyanoya ya da elektronik altyapıya boğulmuş olmaması güzel.

Sakin bir geçiş..

Çünkü son iki şarkı çok güçlü!


9. Euphoria

Başlangıç riffi harika!

Bass yürüyüşleri harika, sözler ve Matt Bellamy'nin vokali harika, başlangıç rifflerinde sonra gelen bridge bölümü de harika, nakarat da!

Muse'a ilk hayran olma sebebim gitar tonlarıdır. Normal rock gruplarında gitaristine göre karakteristlik olsa da, çok klasik bir disstortion tonu, üstüne de çok klasik boğuk bir bas tonu kullanılır. Muse'da ise bas zaten çok ön plandadır, bunun üstüne bir de Matt'in gitar tonu da bas gitarvari bir disstortion tonudur. Bu başka hiçbir grupta görmediğim bir şeydi Muse'a kadar, hâlâ da rastlamadım!

Euphoria, tamamiyle Muse'a hayran olma sebebimin bir göstergesi olduğu için sanırım, albümde şu ana kadar en sevdiğim ve beğendiğim şarkı oldu!

Çok güzel.


10. We Are Fucking Fucked

Şarkı başlamadan evvel arkadan bir sesin, sanırım Dominic Howard'ın sesi, "We are playing together!" dediği duyuluyor.

Bu daha şarkı başlamadan önce beni duygulandırmaya yetti. Çünkü bana göre Muse, 21. yüzyılın en büyük grubu, önümüzdeki 70 küsür yılda bunun çok değişeceğini düşünmüyorum. Ve biz gruba ve yaptığı müziğe şahit oluyoruz. Bu benim için çok değerli..

Bu şarkıda en çok beğendiğim şey nakaratında yaratılan senfonik atmosfer oldu, bu atmosfer şarkı biterken de karşımıza çıktı.

Albümün ilk yarısı biraz sıksa da bahsettiğim senfonik atmosfer albümün çok görkemli bir şekilde bitmesine sebebiyet veriyor.

TAM BİR GÖVDE GÖSTERİSİ.

Yüzyılın en büyük grubu.

Yeteneği yeten üstüne çıkar ama çıta yüksekte!

Yorumlar