*Beşiktaşlıların Asla Öğrenemediği O Şey: Pragmatizm!

Aboubakar transferi için çıkan çatlak seslerin mantıksızlığını ve akıl dışılığını daha iyi anlayabilmek için 2017 yazına geri dönmek gerekiyor.

Bir takımın dünyanın herhangi bir liginde şampiyon olabilmesi için gol yükünü büyük oranda sırtlayacak bir santrafora sahip olması gerekir. Sahip değilse olağanüstü bir oyun gücüne sahip olması lazımdır ki bunun için de Pep Guardiola gibi bir teknik direktöre ve yıllara dayanan bir oyun hafızasına ihtiyaç vardır. Ancak Türkiye ütopyalara yer olmayan bir ülkedir.

Beşiktaş 2016'da ve 2017'de Mario Gomez, Vincent Aboubakar gibi çok güçlü iki santrafor figürü sayesinde şampiyon oldu. Bu çok açık bir gerçek..


2017 yazında kiralık olan Aboubakar'ın bonservisi alınamadı. Şenol Güneş de yeni santrafor için kariyeri boyunca "en iyi kullandığı" isim olan Burak Yılmaz'ı transferi konusunda ikna etti. Ancak taraftarın "yoğun" tepkisi sebebiyle bu transfer gerçekleşmedi. Alvaro Negredo transfer edildi. Burak Yılmaz da Trabzonspor'a gitti. (Negredo istenileni veremediği için devre arasında alınan Vagner Love var bir de!)

O sezon Burak ligde 23 gol atarken Negredo 7, Vagner Love ise 3 golde kaldı..

Şimdi durup geçmişe bakalım, 2017/2018 sezonu düşünüldüğünde Beşiktaşlılar adına en hüzünlü anlar hangileri? Bir tanesi Vagner Love'ın Bayern Münih karşısında kaçırdığı aşırtma diğeri de şampiyonluk maçında Negredo'nun Galatasaray karşısında kaçırdığı aşırtma.. Beşiktaş taraftarı hâlâ daha sosyal medyada bu pozisyonları paylaşıp ah-vah ediyor ancak tüm bunlara kendisinin sebep olduğunu düşünemiyor, düşünmek dahi istemiyor.

2018/2019 sezonuna gidelim, o yaz Burak Yılmaz tekrar gündeme geldi. Taraftar yukarıda yazdıklarım ortada olmasına rağmen yine aynı "şımarıklıkla" bu transferi engelledi. Ne oldu peki? Şenol Güneş'in taraftarı da karşısına alarak "kefil" olmasıyla transfer geç de olsa devre arasında gerçekleşti, Burak Yılmaz yarım devrede 11 gol atarak biten şampiyonluk umudunu son maça taşıdı ki Bülent Yıldırım olmasa belki de şampiyon olacaktı takım.. Sezon başı gelseydi ne olurdu? Bu soru Beşiktaş taraftarının asla kendisine sormadığı bir soru..


Çünkü onlar için "Beşiktaşlılık Duruşu" gibi son derece soyut ve takıma zarardan başka hiçbir şey vermeyen bir kavram, Galatasaray'ın iki kere şampiyon olmasından daha önemli.. Weghorst'un Mario Gomez'in vs.nin arkasından romantiz yapmak şampiyonluk kutlamaktan daha güzel geliyor bu güruha, sırf bu sebeple "arabesk" şımarıklıklarını tatmin etmek için Vincent Aboubakar'ı istemiyoruz diye tutturuyorlar.

Ortada tek başına tüm dengeleri tek başına sarsabilecek bir santrafor, -iki kere sarstı biliyoruz, iki ay önce Brezilya'yı bile sarstı!- ve yine aradan sıyrılmak üzere olan bir Galatasaray var.

Beşiktaş taraftarının aynaya bakıp düşünmesi gerekiyor.

Pragmatizm mi romantizm mi?

Başarı mı ah-vah mı?

Beşiktaşlılık duruşu mu Galatasaray'ın şampiyon olması mı?

Cevaplar çok açık aslında!

Arabeske artık yer yok.

Yorumlar