Zaha Başladı.

Bu yılın en çok konuşulan transferlerinden biri kuşkusuz Wilfred Zaha idi.

Ancak konuşulmasının sebebi oyunundan ziyade bir transfer çalımı olmasıydı, bu sebeple oyuncunun sahip olduğu potansiyel, Premier Lig'e kattığı etki, özellikle İngiltere'de bazı teknik direktörlerin başına bela olması gibi etkenler hiç konuşulmadı. (Merak edenler All or Nothing'de Pep Guardiola'nın soyunma odasında futbolcularına Zaha hakkında neler söylediğine bakabilir..)

Ankaragücü maçına kadar yaşadığı uyum süreci ve sakatlıklar da yukarıda yazılan etkenleri bilmeyenlerin daha cüretkâr bir şekilde konuşmasına sebebiyet verdi.

Bu gece ortaya koyduğu oyun bazı şeylerin yavaş yavaş netlik kazanmaya başladığının da bir göstergesi.. Premier Lig'de oynadığı kanadı, gerçek anlamıyla "koridor"a çeviren Zaha'yı görmeye başladık.

Bu konuyu biraz açalım. Genel olarak herkesin zihninde iki kanat oyuncusu tipi vardır. İlki Quaresma tarzı, sırtını çizgiye yaslamayı seven, teknik kabiliyeti yüksek, skora golden çok asist ile katkı yapan tiptir. İkincisi ise Robben tarzı - ya da Türkiye seviyesinde bunun iyi bir örneği olan Stoch tarzı- içeri kat eden ve skora katkıyı gol ile yapan tip. Daha da çoğaltılabilir ancak genel olarak bu iki tip yeter.

Zaha ise çok farklı bir oyuncu.

İlk olarak çok üst düzey bir atlet, hem topla hem topsuz çok hızlı, patlayıcılığı yüksek, ayrıca tüm hızına rağmen kalıplı bir fiziğe sahip ve bu kalıp sayesinde yarattığı koridora kimseyi kolay kolay dahil etmiyor.

Kendini Crystal Palace'ın üzerine çıkaramayan tek eksiği o seviyede bir pas oyununa dahil olamayacak oluşu ama zaten Türkiye Ligi böyle bir yetenek talep etmediği için burada mevcut olan özellikleri hem Galatasaray'ın hem de ligin üstüne rahatlıkla çıkabilecek bir düzeyde.

İlk maçlarda belki tam olarak uyum sağlayamamış olmaktan ya da bilmediğimiz başka sebeplerden takımdan kopuk bir havadaymış gibi gözüküyordu.

Ben bu akşamki güdülenmişliğinin sebebinin geri dönen Kopenhag maçı olduğunu düşünüyorum. Tete'nin attığı ikinci golden sonra, ilk defa içinde bulunduğu Şampiyonlar Ligi'nin ne demek olduğunun bir kez farkına vardı.

Salı gününü iple çekiyorum.

Yorumlar